10 Ocak 2013 Perşembe

ÇITIR ÇITIR FELSEFE

 Çıtır Çıtır Felsefe Mutluluk Ve Mutsuzluk kitabından yola çıkarak yüzümüzde iki farklı maske olduğu,maskelerden birinin biz sevindiğimiz zaman mutluluk birinde ise biz üzgün olduğumuz zaman mutsuzluk maskelerini takarız.Mutluluk ve Mutsuzluk kitabında gerçek hayattan örneklerde verilmektedir.Örneğin bir yakınımızı kaybettiğimizde ve ya istediğimiz bir şey alınmadığında yapılmadığında mutsuzluk maskesini takarız.İstediğimiz bir şey alındığında ve ya yapıldığında mutluluk maskesini takarız.Mutluluğu ve mutsuzluğu bu kitap çok güzel ve doğru bir şekilde anlatmıştır.










Çıtır Çıtır Felsefe Zaman Çok Ve Zaman Yok kitabından yol çıkarak zamanımızın tok olduğu zamanlarda çok yavaş ve rahat hareket ederiz bu durumda kısmen tembellik yapmış oluruz.Zamanımız yokken ise çok hızlı ve telaşlı hareket ederiz.Zamanın yok olmasından çok zamanın çok olmasını isteriz.Zamanın çok olmasını istememizin nedeni tembellik yapmanın,rahatlığın ve yavaşlığın kolay olmasıdır.Zamanımız çokken boş şeylere zaman ayırırız ama zaman yokken bunu yapamayız çünkü yapmak zorunda olduğumuz şeyler vardır örneğin bir sonraki gün gerçekleşecek bir sınavı son dakika fark ettiğimizde zaman ne kadar az olursa olsun o sınava çalışmak zorunda hissederiz.Zaman Çok ve Zaman Yok kitabında bunu anlatmaktadır.  

27 Aralık 2012 Perşembe

yeni yıldan ailem ve sevdiklerimle mutlu,sağlıklı bir yıl geçirmeyi diliyorum.

13 Aralık 2012 Perşembe

YENİ YIL

yilbasi-kutlu-olsun

YENİ YIL

YENİ YIL



Bir yılbaşı hediyesi

Adam 3 yaşındaki kızını, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı.

Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı...

Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip:

- " Bu senin babacığım" dediğinde çok üzüldü.

Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece evvel yaptığından utanarak, kutuyu açtı. Fakat kutunun içi boştu.

Kızına gene çıkıştı:

- "Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?.."

Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı.

- " O kutu boş değil ki baba! İçini öpücüklerle doldurmuştum!.."

Babası o kadar çok üzüldü ki, koştu, kızına sarıldı. Beraberce ağladılar.

Adam o kutuyu ömrünün sonuna kadar sakladı.

Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerden birini çıkarırdı.

"Aslında bütün insanlara böyle bir kutu mutlaka verilmiştir. Zor zamanlarda bu kutuyu çıkarıp içine bakabilmeyi başarmak, mutluluğun anahtarlarından biri olsa gerek."

ÇAM AĞACININ HİKAYESİ


Binlerce yıl önce, insanlar çam ağaçlarının sihirli olduğuna inanırlardı. Çünkü kış gelince tüm ağaçlar çıplak kalıp, yapraklarını dökerken, çam ağaçları yemyeşil kalmaya devam ederlerdi. Bu yüzden çam ağacını hayatın bir sembolü ve güneş ışığının, baharın yeniden geleceğinin bir işareti olarak gördüler. 
Ayrıca, Almanya'da Martin Luther, karlı bir kış gecesi evine dönerken, ağaç dallarının arasında ışıldayan yıldızları görmüş ve o kadar hoşuna gitmiş ki, evine gidince ailesine bunu anlatmış, ama kelimelerle anlatmanın yetmeyeceğine karar vermiş olacak ki, dışarı çıkıp küçük bir ağaç kesip gelmiş ve ağacı yanan mumlarla süslemiş. İşte ondan sonra bu bir gelenek olup çıkmış. Tüm dünyaya yayılmış. İngiltere'de Kraliçe Viktoria, Prens Albert ile evlendiği gün Winstor şatosunda bir yılbaşı çamı yapılmış. Daha sonra göçmenlerle Amerika'ya da bu gelenek taşınmış. 
Bir de efsane var: İsa'nın doğum gününde, tüm canlılar, bitkiler, herkes hediyeler getirmiş, zeytin ağacı zeytin, hurma ağacı hurma, elma ağacı elma vs. her ağaç kendi meyvesini getirmiş ama küçük çam ağacının getirecek hiçbir hediyesi yokmuş ve büyük ağaçlar onu göze görünmeyecek şekilde, arkaya itmişler. O zaman bir melek çam ağacına acımış ve bir grup yıldıza gelip çam ağacının dallarına konmaları için emir vermiş. Bebek İsa bu hoş görünümlü çam ağacını görünce, gülmüş ve onu kutsamış ve her yılbaşında, çam ağaçlarının her zaman çocukları memnun etmesi için ışıklarla donanmasını dilemiş.